Sedef hastalarının bir kısmı hastalıkları nedeniyle bağışıklık sistemini etkileyen tedaviler kullanmaktadır. Bu ilaçların enfeksiyonlara yatkınlık yapabildiği bilinmektedir. Ancak yaklaşık 1 yıldır hayatımıza yeni giren ve ölümcül seyredebilen bu virüse yatkınlık yapıp yapmadığı merak konusu olmuştur. Hatta pandeminin ilk başladığı Mart ayı itibariyle sedef hastalığını takip eden bazı doktorlar hastalarını arayarak ilaçlarını kesmelerini önermiş ve hastalar bir süre tedavisiz kalmışlardır. Bizler de hastalarımızın çoğunu arayarak özellikle yaşlı olan veya genç olup karantina yapamayan hastalarımızın tedavilerine ara vermiştik.
Ancak geçtiğimiz yaklaşık 9 aylık süreçte tüm dünyadan çok sayıda bilim adamı hastalarını izleyerek ilaç kullanımının aslında korona virüs riskini arttırmadığını, ilacı kullanan ve kullanmayan hastalar karşılaştırıldığında enfeksiyona yakalanma açısından fark olmadığını ortaya koydular. Bu çalışmaların sonuçları geldikçe dermatologlar tedavilere tekrar başladılar.
Tedaviye ara vermek sorun oluşturur mu?
Bazı hastalarda hastalık daha şiddetli seyretmekte ve hastalığı kontrol altına almak zor olabilmektedir. Tedavide başarılı olunmuş bu hastalarda ilaç kesilince tekrar şiddetlenmeler gözlenmektedir. Bazı hastalarda tedaviyi kestikten sonra yeniden başlandığında eski etki elde edilememekte veya hastalığın kontrolü biraz daha zaman alabilmektedir. O nedenle tedavi kesilip kesilmemesi konusunda yarar-zarar oranı göze alınarak dikkatli karar verilmelidir. Hastalıkları nüks ettiği için karantina döneminde tedavisine ara verilen hastalarımızın çoğunda 3-4 ay içinde tedaviler yeniden başlanmıştır.
Hastalar ilaçlarını kullanmaya devam edebilirler mi?
Yapılan çalışmalar bu ilaçlardan büyük kısmının korona enfeksiyonu için riski arttırmadığını desteklemektedir.
- Kortizon içeren krem ve merhemler: Sedef hastalığının tüm krem tedavileri korona döneminde güvenlidir.
- Asitretin (psöretin) enfeksiyona yatkınlık yapmamaktadır, korona döneminde güvenle kullanılabilir.
- Metotreksat enfeksiyon riskini arttırabilmektedir. Özellikle haftada 4-5 tableti geçmemek önerilmektedir. Doktorunuzun önerilerine dikkat ederek kullanmalısınız.
- Biyolojik tedaviler (Humira, Enbrel, Cimzia, Verxant, Copellor, Stelera) hastanın yapabildiği veya hastaneye giderek belli aralıklarla yaptırdığı çok etkili iğne tedavileridir. Bu tedavilerin sedef hastalarında korona riskini çok fazla arttırmadığı gösterilmiştir. Hatta biyolojik tedavileri alan hastalar hastalığa yakalansa da daha az şiddetli geçirdikleri ve hastaneye yatış oranının daha az olduğu belirtilmektedir. Tedavi altındaki hastalar sosyal izolasyon kurallarına dikkat ederek kullanmalıdır. Eşlik eden hastalığı olan ve ileri yaştaki hastalarda ise doktorun önerilerine ve yarar-zarar oranına göre uygulanmalıdır.
- Siklosporin: Hem hipertansiyon yan etkisi hem de enfeksiyona yatkınlık yapabilmesi nedeniyle bu dönemde çok kullanılmaması önerilmektedir. Doktorun yakın takibinde kullanılması gerekmektedir.
Kimler Risk Altında?
Sedef hastalarının kullandıkları tedavilerden ziyade eşlik eden hastalıkları varsa daha dikkatli olmaları gerekmektedir. Sedef hastalığına çok sayıda hastalık eşlik edebilmektedir. Bu hastalıklardan en sık görülenleri diyabet, hipertansiyon, metabolik sendrom, kalp hastalıkları, karaciğer hastalığı, bazı kanserler, depresyon ve bağırsak hastalığıdır.
Korona virüs enfeksiyonu hipertansiyon, diyabet, kalp hastalıkları ve kanser gibi hastalıkları olan kişilerde daha şiddetli geçirilmektedir. Sedef hastalığı olan kişilerde de bu hastalıklar sık görülmektedir. Eğer kişide bu hastalıklar mevcutsa daha dikkatli olmaları gerekmektedir. Yine 65 yaşından büyük olan kişilerde de enfeksiyon daha şiddetli seyredebildiği için yaşlı sedef hastalarının daha iyi korunmaları gerekmektedir. Ancak şimdilerde en çok korona virüsten etkilenen kesimin çalışan, günlük hareketliliği en fazla olan ve virüsle karşılaşma ihtimalleri daha yüksek olan 25-49 yaş arası hastalar olduğu görülmektedir. Bu nedenle tüm hastaların dikkatli olmaları, sosyal mesafe, maske ve temizlik kurallarına dikkat etmeleri gerekmektedir.
Korona Virüs ile Enfekte Olan Sedef Hastaları Ne Yapmalı?
Hastalar korona virüs enfeksiyonu belirtilerini gösterirse ve/veya PCR testi pozitifleşirse tedavilerine (asitretin ve kremler hariç) ara verilmektedir. Hasta tamamen iyileştikten ve testi negatifleştikten sonra tedaviye devam edebilirler.
Dernekler Ne Önermektedir?
Türk Dermatoloji Derneği, Dermatoloji ve İmmünoloji Derneği, Psoriasis Derneği gibi Ulusal Dernekler ile Amerika ve Avrupa’dan pek çok ülkenin Dermatoloji Dernekleri ve Sedef Hastalığı Dernekleri bu sürecin yönetimiyle ilgili bildiriler yayınladılar. Bildirilerde ilaçların büyük kısmının riski belirgin şekilde arttırmadığı ve hastaların mevcut bilgilerle ilaçlarını kesmeye gerek olmadığı vurgulandı. Ek hastalığı olan kişilerin özellikle daha dikkatli olması gerektiği ve bu kişilerde tedaviye devam kararını doktorun yarar-zarar durumuna bakarak verebileceği vurgulandı. Tedavi esnasında korona virüs belirtileri gösteren veya PCR(+)’liği olan kişilerde tedaviye ara verilmesi ve tamamen iyileşme sonrası tekrar başlanması gerektiği belirtildi. İmkanı olan kliniklerde de hastaların hastaneye geliş gidişlerini azaltmak için teledermatoloji denilen online sistemlerle takip yapılmasının da uygun olduğu vurgulanmaktadır.