Koronavirüsün hayatımıza girdiği yaklaşık 1 yıllık süre içinde hepimizin alışkanlıkları değişti. Maske, mesafe ve temizlik konusunda sürekli bir teşvik oldu. Temizlik için sık sık el yıkanması, en az 20 sn süreyle sabunla yıkama, her temas sonrası el yıkama, sabuna ulaşılamayan durumlarda dezenfektan veya kolonya kullanımı önerildi. Dışarıdan eve giren her ürünün mutlaka yıkanması ve çamaşır suyunun çok sık kullanılması diğer bir öneri oldu. Bu durumda temizlik malzemeleri, çamaşır suyu, sabun, dezenfektan ve kolonya gibi alerjen içeriği yüksek çok sayıda temizleyici madde ile herkesin teması  arttı. Ayrıca duş sıklığında da bir artış oldu ve daha sıcak su kullanarak virüsü yok etmeye çalıştık. Bu temizlik önlemleri tabii ki çok önemliydi, ancak kontrolsüz ve aşırı kimyasal maruziyeti egzema hastalığında ciddi bir artışa neden oldu. Dermatoloji polikliniklerine ellerde çatlama, kaşıntı, kızarıklık, cilt kuruluğu ve hatta göz kapağında kaşıntı ve kızarıklık şikayetiyle başvuran hasta sayısı oldukça arttı.

Hastalarımız el egzemalarının aşırı kimyasal maruziyeti ve sık yıkamaya bağlı olduğunu düşünse de göz kapağı egzemalarının bu durumla ilişkisini anlamada zorluk çekmekte. Göz kapağı derisi vücudumuzun en ince, hassas ve alerjenlere en duyarlı kısmıdır. Genel özellikleri nedeniyle buraya her ürün uygulanamamaktadır. Elle temas eden dezenfektan, kolonya veya sabun artıkları kaşıma yoluyla göz kapağına taşınmakta, banyoda kullanılan şampuan, duş jelleri, sabunlar bu bölgeyi etkilemektedir. Ayrıca yüzümüz için kullandığımız nemlendiriciler, güneşten koruyucular, makyaj malzemeleri, temizleyiciler de göz kapağımızı etkilemektedir. Yine havada uçulan alerjenler (işyerindeki kimyasallar, parfüm, bulaşık veya çamaşır makinasındaki buharın içeriğindeki kimyasallar, yemek buharı vs) de göz kapağını direk etkilemektedir.

Hangi tedbirleri almak gerekir?

Mümkün oldukça kimyasal maruziyetini azaltmalı. Ilık suyla duş alınmalı. Duşta mümkün oldukça daha az kimyasal kullanmalı ve daha kısa süre durmalı. Banyoda kullanılan sabun ve şampuanlar da alerjen içeriği az olan dermokozmetik ürünlerden seçilmeli. Banyodan çıkar çıkmaz vücut daha nemliyken sürülen nemlendiriciler nemi ciltte hapsederek ellerin, göz kapağının ve vücudun daha uzun süre nemli kalmasına neden olmaktadır. Eller ılık suyla yıkanmalı, elleri yıkarken kimyasal içeriği az olan nemlendirici etkisi olan katı sabunlar (gliserinli, zeytinyağlı vs) tercih edilmeli. Elleri yıkadıktan hemen sonra yine alerjen içeriği az olan dermokozmetik nemlendiricilerle veya vazelinle eller nemlendirilmeli.

Egzema geliştiyse göz kapağına mümkün olduğu kadar makyaj yapılmamalı, seçilecek ürünlerin alerjik ciltler için uygun, alerjen miktarı azaltılmış ürünlerden olmasına özen göstermeli. Göz kapakları çok kuru ve kaşıntılıysa yine göz kapağı için özel hazırlanmış nemlendiriciler kullanılmalı. İşyerinde kimyasal maruziyeti çok olan kişiler koruyucu gözlük takabilir. Dışarıda güneş gözlüğü takılmalı.

Kaşıntı ve kızarıklık yoğunsa hekimler tarafından kortizon içeren kremler önerilmekte. Göz kapağı çok ince olduğu ve ilaçların emilimi çok fazla olduğu için bu bölgede vücut için kullandığımız kortizonlu kremler kullanılmamaktadır, direk emilerek gözde katarakt, glokom, deride incelme gibi çok sayıda rahatsızlığa neden olabilmektedir. Bu nedenle göz içinde de kullanılan hafif kortizonlu pomadlar kısa süreli olarak göz kapağında kullanılmakta ve birkaç günde iyileşme sağlamaktadır. Şiddetli hastalarda doktor kontrolünde birkaç gün ağızdan kortizol tedavisi de verilebilmekte, tüm kremler kesilebilmektedir.